İZMİR Selçuk’ta yer alan Efes’in ilk yerleşim yeri Ayasuluk Tepesi’ndeki kazı çalışmalarıyla başlatılan proje ile Ayasuluk’taki cami Türk Tarih Kurumu destek projesi kapsamında restore ediliyor. Proje tamamlandığında caminin ibadete açılabileceğini söyleyen Kazı Başkanı Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu, “Bu caminin yapım tarihi Aydınoğlu Beyliği’ne kadar uzanıyor. Bir kitabesi yok ancak yaptığımız incelemeler sonucunda 1304 ile 1310 yılları arasında yapılmış olabileceğini düşünüyoruz” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Türk Tarih Kurumu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi desteğiyle Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu başkanlığında yürütülen İzmir’in Selçuk ilçesi Ayasuluk Tepesi’ndeki kazılar kapsamında Kale Cami‘nin restorasyon projesi başlatıldı. Doç. Dr. Mimaroğlu, “Bu caminin yapım tarihi Aydınoğlu Beyliği’ne kadar uzanıyor. Bir kitabesi yok ancak yaptığımız incelemeler sonucunda 1304 ile 1310 yılları arasında yapılmış olabileceğini düşünüyoruz. Ayasuluk’taki ilk camilerden biridir. Cami, bey köşkü ve askerlerin yaşadığı mekanlarla birlikte bir ibadet merkezi olarak yer alıyor. Saint Jean Kilisesi’nin camiye çevrilmesi ve İsabey Camisi’nin yapılmasından önceki evrede, bu cami burada yaşayan Aydınoğlu Beyliği’ne ait insanların ibadet mekanı olmuştur” ifadelerini kullandı.
‘SEYYAHLARIN GRAVÜRLERİNDE BU CAMİİYİ GÖRMEKTEYİZ’
Camiinin bulunduğu alanda yapılan ilk restorasyon çalışmalarının 1960 yılında başladığını söyleyen Doç. Dr. Mimaroğlu, “Daha sonra 2008 ve 2015 yıllarında küçük çaplı çalışmalar yapılmış. Bizim başlattığımız bu çalışma ise etap etap sürecek bir çalışma. Cami zeminin aslına uygun olarak tuğla döşemesinin yapılması, pencere kenarlıklarıyla ‘denizli’k denilen mermerlerin yerleştirilmesi ve kemerlerde görülen boşluklar ve çatının tamamlanması şeklinde devam edecek. Cami ile alakalı olarak parmaklıklar, ahşap kapı ve pencere aksamının takılması işlemlerinin 2024 yılı çalışma planında yapılması düşünülüyor. Bu işlemlerin tamamlanması sonucunda cami ibadete açılabilir duruma gelecek. Camii kare bir yapıda ve kübik bir harime sahip. Kuzeybatı köşesinde yapıya bitişik minare kürsüsünün alt kısmı silindirik, üst kısmı sekizgen kesitlidir. Kürsüden sonra üçgen kuşakla minare gövdesine geçilmiştir. Minarenin şerefesinden sonraki bölüm yıkıktır” dedi.
‘DAMPERLİ CAM UYGULAMASI YAPILACAK’
Buraya gelen John Covel, Cornelius Le Byruyn gibi seyyahların gravürlerinde bu caminin görüldüğünü belirten Doç. Dr. Mimaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Caminin Beylikler dönemi mimarisinde almaşık duvar örgüsü ile yapıldığını görüyoruz. Devşirme malzeme kullanılmış. Çatıda kirpi saçak denilen saçaklar, tipik Aydınoğlu mimarisi öğeleridir. Yapıya sonradan eklenen bir son cemaat yeri görülebilmektedir. Restorasyon projesinde, orijinal zemin döşemesi tuğlalardan yola çıkılarak imalata geçildi. Camide daha önceki yıllarda yapılan sondaj kazısında Bizans dönemine ait bir duvar bölümü çıkmıştı. Bu duvarın korunması ve görünmesi amacıyla üzerine damperli cam uygulaması yapılacak. Elimizde tüm kaleyle alakalı kurul kararı ile onaylanmış bir restorasyon projemiz var. Biz bu projeye uygun olarak çalışmalara devam ediyoruz ve ileride yapacağımız restorasyon çalışmaları için sponsorluk arayışlarımız devam etmektedir.”
‘SERAMİK VE KÜÇÜK ESERLER BELGELENDİ’
Öte yandan alanda devam eden kazı çalışmalarına ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Mimaroğlu, “Çalışmalarımıza haziran ayında başladık. Burası aralıklarla 100 yıldır devam eden bir kazı alanı. Kazı eser depomuzda çok sayıda tasnif edilmemiş malzeme bulunuyordu. Bu sene çalışmalarımızı seramik ve küçük buluntuların tasnifi odağında gerçekleştirdik. Bu yılki çalışmalar 15 Aralık’ta sona erecek. Şu ana kadar çok yoğun miktarda seramik ve küçük eserler belgelendi. Geçen yıl yaptığımız çalışmalarda oldukça yoğun miktarda insan iskeletleri ortaya çıkmıştı. Bunlar üzerindeki DNA çalışmalarımız hala devam ediyor. Yakın süreçte buna ilişkin makaleler yayınlanmış olacak” diye konuştu.