İkinci el kıyafetler, modası geçen ürünler, pandemi dönemi kullandığımız maskeler… Bunlara ne olduğu merak konusu. Elbette bir kısmının çöpe gittiğini tahmin ediyorsunuzdur; ancak satılmayıp elde kalan yepyeni ürünler ne oluyor? Cevabı içeriğimizde.
Moda dünyası her zaman tüketime yönelikti, ancak son yıllarda eskisine oranla çok daha acımasız bir gidişat var.
Modanın bu kadar hızlı değişmesinin en büyük sebebi sosyal medyayla yakalanan globalleşme.
Bu hız aslında büyük bir sorun. Tüketim çılgınlığına yol açan hızlı trend değişimleri çevreye büyük zarar veriyor.
Peki modası geçen, satılmayan, tedavülden kalkan kıyafetlere ne oluyor?
Modası geçen satılmayan yeni ürünlerin akıbeti ise genellikle direkt çöp değil.
Bazı lüks markalar buralara düşmemek için düzenli olarak elinde kalan ve satılması imkansız görünen ürünlerini yakıyor.
Satılmayan ürünlerin ilk gittiği yer eskiden Afrika’ydı, şimdi ise Güney Amerika.
Amerika’dan satılmayan, ikinci el giysileri toptan olarak Şili, Kolombiya gibi ülkelere getirme işini ise Türkler yapıyor.
Doğayı daha fazla kirletmemek için tüketici olarak yapabileceklerimiz ise oldukça basit.
Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde hasta çocuğunu maddi imkansızlıktan 2 yıldır tedavi ettiremeyen anne Zeynep Alasırt duruma isyan etti. Alasırt “Ben fakirim, depremzede bir insanım. Başı büyüyor, kolu sakat oldu. Gözümün önünde acı çekiyor” dedi.
İngiliz kraliyet ailesi aslında tarihinin her döneminde dünya gündeminin ilk sıralarında yer aldı. Kuşaklar değişse de bu durum hep sabit kaldı. Şu sıralarda ailenin genç kuşaklarından Galler Prensesi Kate Middleton milyonlarca kişinin ilgi odağında.
İngiliz kanalı BBC’yi ayrımcılık yapmakla ve cinsiyete dayalı ücret vermekle suçlayan 4 kadın sunucu İngiltere’ de günün konusu oldular. Türkiye’de de konuşulan ‘Sunucular ne kadar maaş alıyor?’ sorusu akıllara gelirken, eşit işe eşit ücret konusu gündeme geldi.